Seçim periyodunda geçirdiği büyük trafik kazasının üzerinden kısa müddet geçtikten sonra çalışmalarına dönen Beştaş, partilerinin içinden geçtiği ‘eleştiri-özeleştiri’ sürecini, gelinen son kademeyi, ortak adayı destekleme konusundaki değerlendirmelerini ve lokal seçimlerine ait tavırlarını Diken’e anlattı.
Beştaş, HDP’nin neden cumhurbaşkanı adayı çıkarmadığını şöyle anlattı:
“Bir defa daha söyleyeyim ki biz aday çıkarmaya karar verdik. Kendi adayımızla seçime girme karar vermediğimiz bir şey değildi. Aslında bunu kamuoyuna da deklare de ettik.
Selahattin Demirtaş’ı, yani eş genel liderimizi 2018’de aday gösterdik. Epey de güçlü bir güç ortaya çıktı. Halkta büyük bir karşılık buldu. Ama, sarsıntı gerçekten o süreci etkiledi. Zelzelenin tesirleri çok can yakıcı bir formda devam ediyordu.
“İLK CİNSTE BİTİŞİN MAHZURU BİZ OLMAYALIM’ DİYE DÜŞÜNDÜK”
Ardından da çok kısa bir takvim kaldığı için bunu değerlendirdik, kamuoyuna, farklı sivil toplum kuruluşlarına, entelektüel topluluğa, kendi tabanımıza kulak vermeye çalıştık. Sonra birinci cinste biter üzere güçlü bir algı vardı. Burada “İlk cinste bitişin pürüzü biz olmayalım” anlamında bir adım atmayı düşündük. Biz her halükârda demokrasiyi ilerleten, faşizmi gerileten ve tek adam rejimine karşı bir tavır içerisinde olacağımızı, bu bahiste prensiplerimizin de olduğunu yıllar öncesinden tabir etmiştik. En nihayetinde 2021’de ilan ettiğimiz bu prensipler ışığında bir karar aldık.”
‘HER DURUMDA ‘GÜNAH KEÇİSİ’ OLARAK BİZİ GÖRMELERİ KABUL EDİLEMEZ’
Sizce yanlış mıydı bu karar?
“Yanlış mıydı, gerçek muydu sorusundan fazla beni yapılan kimi açıklamalar üzüyor. Eminim birçok arkadaşımızı da üzüyordur. Mesela “HDP birinci tıpta aday çıkarsaydı daha güzel olabilirdi” diyorlar. CHP cephesinden geliyor üstelik bu açıklamalar. Bir defa bizim kararımız ve bunu bir diğeri vermiyor. Biz CHP ya da diğer bir partiyle oturup karar verip, bunu yapmıyoruz. Bizim yetkili konseylerimiz oturuyor, karar veriyor.
Bakın bunu tersten okuduğumuzda, çıkarsaydık ve kaybedilseydi tıpkı cephe, bu sefer “Aday çıkardılar bu yüzden kaybettik” diyecekti. Yani her durumda ‘günah keçisi’ olarak ya da sorumlu olarak bizi görmeleri siyaseten kabul edilemez. Biz kimsenin uydusu değiliz ki!”
Beştaş, partilerinin Türkiye’nin doğusunda ve batısında aldığı tenkitleri de şöyle açıkladı:
İstanbul, İzmir, Antalya, Yozgat üzere vilayetlerde biz “Siz yalnızca Kürtleri savunuyorsunuz” biçiminde görülüyoruz. Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak’a gittiğimizde de “Siz artık Kürtlerin anadilini, statü talebini, Rojava’yı konuşmuyorsunuz. Siz artık Türk partisi oldunuz” deniyor. Bu algıyı yıkamadık. Lakin bu algının yıkılmamasının sebebi de bu her iki sıkıntıda de özel operasyonel güçler var. Eminim ki çok büyük paralar ödeniyor.
Yeşil Sol Parti’nin seçim başarısızlığına ait TİP’in başka listelerle seçime girmesinin de tesirli olduğunu söyleyen Beştaş, CHP’nin ikinci tıpta milliyetçi bir tavır almasını da eleştirdi:
ÜMİT ÖZDAĞ İLE MİLLİYETÇİLİK MÜSABAKASI YAPILDI
Burada yalnızca bizim değil, CHP’nin de çok büyük katkısı var. İkinci tıpta inanamadım, Ümit Özdağ’la birlikte milliyetçilik müsabakası yapıldı. Güya biz bu vatanın evlatları değiliz, biz bu ülkede yaşamıyoruz… Yani Kürtler oy vermesin diye ne yapılacağını sorsak lakin bu kadar yapılırdı.
AKP’nin Hüda-Par atılımını de “Kürtleri öbür bir partiye kanalize etme hayal bile değildir” diye yorumladı. Beştaş; “HDP’nin, Yeşil Sol’un aldığı oy Kürtlerin taleplerini karşıladığı içindir. Kürtleri temsil ettiği içindir ve taleplerinin gerisinde durdukları içindir.”
“YEŞİL SOL PARTİ BİR KÜRT PARTİSİDİR”
Beştaş, “Yeşil Sol Parti veya HDP Kürt Partisi mi? Sorusuna dikkat alımlı bir yanıt verdi
Yeşil Sol Parti, bir Kürt partisidir. Kürtlerin partisidir, ama sadece Kürtlerin partisi değildir.
Biz herkesi kapsamaya çalışıyoruz. Kürtlerin tarihî olarak karşı karşıya oldukları haksızlıklara asla geçit vermeyeceğiz ve karşısında duracağız.
Meral Danış Beştaş, mahallî seçimlere dair ‘aday çıkarmama’ kararlarının olmadığını da belirtti. HDP bir evvelki lokal seçimlerde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyük kentlerde Millet İttifakı adaylarını desteklemişti.
“GEÇEN SEÇİMDEKİ KARAR DEVAMLI DEĞİLDİ”
Beştaş ‘Yerel seçimlere dair alınmış bir karar yok’ dedi. Beştaş mahallî seçimlere yönelik görüşlerini şöyle söz etti:
“Yerel seçim tartışmasını şimdi girmedik, fakat doğalında ve pek tabi olarak biz Türkiye’de her yerde seçime gireriz. Lokal seçimlerde adaylarımızı çıkarırız. Geçen seçimde aldığımız karar, “Bundan sonra daima bu kararı alacağız. Bu temel bir karardır” şeklinde bir karar değildi. O stratejik bir ataktı, biz büyükşehirlerde iktidara kaybettireceğiz gayesiyle hareket ettik.
Geçen seçimlerde mahallî idarelerde daha demokratik idarelerin, daha yerinden idarenin, halkı dinleyen, halkla birlikte hareket eden, halkın meselelerine tahlil bulan, bu merkeziyetçi ve faşizan yaklaşımı geriletmek gayesiyle bu tavrı almıştık. Ancak o tavır o gün içindi.”
“İSTANBUL’DA ADAY ÇIKARMAMIZ İÇİN ÖZEL BİR KARARA GEREK YOK”
“Bundan sonra 2024 yılındaki mahallî seçimlerde şu anki temel kabul ve partilerin çalışma prosedürü olarak, İstanbul’da milyonlarca oy alıyorken niçin aday çıkarmayalım? Kaldı ki ilçelerde de çok güçlü olduğumuz ilçeler var. Ankara’da ya da İzmir’de, Adana’da ya da Mersin’de, Muğla’da ya da Aydın’da ve Konya’da yani rastgele bir vilayette neden aday çıkarmayalım?
Aday çıkarmamak için bir tartışma da bu türlü bir kararımız da yok. Bir siyasi parti açısından aday çıkarmak karar gerektirmez, zira işin normali aday çıkarmaktır. Biz partiyiz ve yerel seçimleri de çok önemsiyoruz. Biz de herkes üzere bu gücümüzle seçimlere girip tezimizi ortaya koyarız.
İstanbul’da aday çıkarmamız için özel bir karara gerek yok. O esasen doğalı… Asıl çıkarmayacaksak karar almamız lazım.”
Odatv.com