Mersin’de zehirli kedi balığı ilk defa görüldü

Mersin’in Erdemli-Silifke ilçeleri arasında başlatılan “Deniz canlıları müzesi faaliyeti altyapısının geliştirilmesi” projesi nedeniyle Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas ile birlikte 6 kişilik ekip istilacı türlerle ilgili keşif dalışı gerçekleştirdi.

“Zehirli dikenleri bulunan çizgili kedi balığı Kızıldeniz’den geldi”

Kızıldeniz’den Türkiye’ye gelen zehirli dikenleri bulunan çizgili kedi balığını 321 kilometre Akdeniz’e kıyısı bulunan Mersin’de ilk defa görüntüledi.

10 yıl önce gelen cinste artış gösteriyor

Ekip, aynı zamanda 10 yıl önce Akdeniz’e giren 1 yıldır da takip edilen yerli barbunun popülasyonunu etkileyebileceği değerlendirilen sivri burun barbunların yoğun olarak ürediğini kaydetti.

“Geceleri aktif olan hayvanlar gündüzleri kayalık alanlarda”

Pilot bölgede dalış yaptıklarını anımsatan Proje Koordinatörü Prof. Dr. Deniz Ayas,“Keşif dalışlarının buradaki amacı yabancı türlerin hem resif alanlarında hem kayalık alanlarda hem de kumul alanlarda dağılım durumu ile ekosistemde üstlendikleri fonksiyonel rollerin belirlenmesi. Bugün 2 önemli tür aslında izledik. Bir tanesi Plotosus lineatus dediğimiz çizgili kedi balığı, bu tür Kızıldeniz’den ülkemize geldi. Mersin’de aslında bizim çalışma alanımız olan Akkum pilot alanında ilk kez bugün karşılaştık bu türle. Çok sayıda bireyler kayalar altında saklanıyorlardı. Bunun temel sebebi aslında bu hayvanlar gececi hayvanlar. Geceleri aktif olan hayvanlar gündüzleri kayalık alanlarda mağaraların, küçük kayaların arasında saklanarak vakitlerini geçiriyorlar. Hemen hemen her kayalık bölgede bu türün küçük bireyleri ile karşılaşmış olmamız bu türün burada aslında ciddi anlamda popülasyon kurduğunu gösteriyor.” dedi.

“Dikenleri battığında ağrılı ve ciddi yangılı semptomlar geliştirebiliyor”

Çizgili kedi balığı türünün dikenlerinde aslan balığı gibi zehir bulunduğuna dikkat çeken Porf. Dr. Ayas, “Hem sırt yüzgeci, hem göğüs yüzgeçlerinde çok sayıda ışın bulunuyor, kemiksi ışın. Ve bunların içerisinde de zehirler var. Turizmin yaygın olduğu bu bölgede insan temelli ciddi yaralanmalara sebep olabilir. Çünkü bu bölgede dalış faaliyetler, kısmen de olsa olta balıkçılığı faaliyeti var. Bu türle insanlarımız karşılaştığında özellikle yaralanmalar durumunda acilen bir sağlık kurumuna gitmeleri gerekiyor. Çünkü bunun dikenleri battığında ağrılı ve ciddi yangılı semptomlar geliştirebiliyor. Aslan balığı gibi aslında etinde de zehir yok. Aslan balığının tüketimini arttırarak aslan balığının popülasyonunu dengede tutmaya çalışılıyor. Ülkemizde de bu faaliyetler çok yoğun yapılıyor. Bu türün de etinde herhangi bir zehir yok. Tüketimi sağlanabilir.” ifadelerini kullandı.

“Bizim pilot alanımızda bir yıldır izlediğimiz bir tür”

Keşif dalışında karşılaştıkları ikinci türle ilgili de bilgi veren Ayas, “İzlediğimiz tür 10 yıl önce sularımıza yine Kızıldeniz’den gelen Parupeneus forsskali dediğimiz sivri burun barbun. Bu tür bizim pilot alanımızda bir yıldır izlediğimiz bir tür. Bu türün aslında biz yerli barbun türleriyle besinsel bir rekabet ilişkisine girdiğini görüyoruz. Deniz tabanında bulunan makro zoolantik canlılarla besleniyor. Hem yeni yabancı tür sivri burun barbun hem de yerli barbunlarımız aynı besin tipiyle besleniyorlar. Tabi sonuçta besine ortak olarak yerli barbun türlerinin popülasyonlarını daraltıyor.”


“Canlıların bazıları tabi istilacı türler”

İHA’nın haberine göre, keşif dalışını anımsatan Dalış Eğitimeni doktora öğrencisi biyoloji öğretmeni Ertuğrul Çete’de, “Özellikle bu lesepsiyen türlerin buraya gelişiyle ilgili bir dalıştı bu. Fotoğrafladık, videolarını aldık. İnceledik, etrafta ne kadar olduklarını. Ve gide gide, günden güne artıyor, yoğun bir şekilde görmeye başladık, her yerde lesepsiyen türler var. Ne zaman durulur, ne zaman ortaya çıkar bilimsel çalışmaları yapıyoruz. Kızıldeniz’den gelen yaklaşık bir 500 tür canlı var gelen. Bu canlıların bazıları tabi istilacı türler, bu bölgeye yerleştiler. Bu bölgedeki diğer canlılarla yaşamaya başladılar. Özellikle lesepsiyen türlerden aslan balığı birinci sırada her zaman artık görür haldeyiz. Sivri burun barbunumuz var, o da çok yoğun artık bu alanda bulunuyor ve kendisi yerleşti, yavrularını görüyoruz. Bu çok önemli bir ayrıntı. Kedi balığı var, çizgili kedi balığı o da yerleşti, onun da yavrularını görmeye başladık, yoğun bir şekilde. Sokarlar şuan tükettiğimiz balıklardan birisi o da lesepsiyen o da bu bölgede çoğaldı. Yoğun bir şekilde lesepsiyen tür görüyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir