Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin ‘Kadın Aksiyon Planı’nı açıkladı. Babacan “Kadınlar ne diyor? ‘İstanbul Sözleşmesi’ne dönelim.’ Döneceğiz arkadaşlar, döneceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ne döneceğiz. Hem de Cumhurbaşkanı yemin merasimi oluyor ya yetkiyi alıyor, yemin merasiminden sonra birinci imzalar atılıyor ya o birinci imzalardan birisi de çabucak birinci gün bu sözleşemeye geri dönme imzası olacak. Sen onlarla bunlarla uğraşana kadar bu iktidar elinden gidecek, gör. Uygun bir yerde bu ülke, millet seni oradan indirecek, zira niyeti sağlam tutmuyorsun” dedi. Babacan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, “‘28 Şubat’la çaba edeceğim’ diye vatandaşlarımızın takviyesini alanlar, 20 yılın sonunda bayanların başörtüsünü siyasi pas almak, siyasi gol atmak konusu haline getirirken hiç mi yüzleri kızarmıyor? Bu hale mi geleceklerdi” kelamlarıyla eleştirdi.
Ali Babacan, bugün DEVA Partisi Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında partisinin ‘Kadın Hareket Planı’nı kamuoyuna duyurdu. Babacan, özetle şunları söyledi:
“Olmayan bir işi şu anda gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin tahlillerini çalışıp bütçesini, takvimini ayrıntılarıyla ortaya koyan aksiyon planlarıyla açıklayan ilk parti olduk. DEVA Partisi’nden evvel bu türlü ayrıntılı çalışmalar yapılmıyordu. İktidar tarafında da yapılmıyordu. Bu türlü bir alışkanlık yok. ‘Kervan yolda düzülür’ diye bir cet kelamı var, o denli olmuyor. O denli olunca Türkiye, orta gelir tuzağına düşüyor, daima patinaj yapan bir ülke oluyor.
19’uncu aksiyon planımızın konusu bayan siyasetleri. Eğitimden sıhhate, toplumsal hizmetlerden iş hayatına, yargıdan sanata kadar her alanda bayan odaklı bir dizi tahlili gerçekleştirdik. Kadın-erkek eşitliği kelamda değil özde yaşamak zorunda. Her alanda bayanın eşit olabilmesi için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Biz, bunu öncelikle kendi partimizde yapmak çabasındayız.
“Hukuksuzluktan, bu şiddetten kurtuluşun yolu, bayanların emeğidir”
Hukuksuzluktan, bu şiddetten kurtuluşun yolu, bayanların emeğidir. Ekonomik krizden kurtuluşun yolu, bayanların aklıdır. Özgür ve varlıklı Türkiye’nin yolu; bayan, erkek, genç, yaşlı topyekûn çalışmaktan geçer. Tam da bu nedenle bu yolu daima bir arada yürümek yolundayız. Bayan hakları üzerinde tepinen siyaseti izliyoruz. Seçimi kaybedeceğini anlayanlar, ‘Türkiye’yi bayanlar üzerinden kutuplaştırırsam sanki yeniden kazanır mıyım’ kaygısına düşmüşler. Seçimlere 3-5 ay kala yapılan bu, bir siyasi mühendislik. Başörtüsü ile ilgili düzenlemeler 5 periyottan sonra, 20 yıldan sonra mı aklınıza geliyor, seçime 3-5 ay kala mı aklınıza geliyor?
“20 yılın sonunda bayanların başörtüsünü siyasi pas almak, siyasi gol atmak konusu haline getirirken hiç mi yüzleri kızarmıyor?”
‘28 Şubat’la çaba edeceğim’ diye vatandaşlarımızın dayanağını alanlar, 20 yılın sonunda bayanların başörtüsünü siyasi pas almak, siyasi gol atmak konusu haline getirirken hiç mi yüzleri kızarmıyor? Bu hale mi geleceklerdi? Ülkemizde başörtüsü hakkı, muktedirlerin bir baskı aracı haline dönmüştü. Anayasa’da ve maddelerde hiçbir yasak olmamasına karşın hukuk tanımayanlar, bayanlara zulmetmişti. Bayanlar, en temel haklarından yoksun bırakılmıştı. Ülkemizde rejim tartışmaları daima bayanlar üzerinden yapıldı. Fark etmiyor; gücü eline geçiren, karşı tarafa zulmetmeye başlıyor.
Zamanında yargı yahut farklı vesayet sistemleriyle ezilenler, gücü eline geçirdiğinde tekrar yargıyı kullanarak diğerlerini ezmeye başlıyorlar. Bu nöbetleşe zorbalık devrinin bitmesi gerekiyor. ‘Herkes için hak, hukuk, adalet’ demedikçe bu iş olmayacak. Türkiye’de laikliği tanımlayanlar da bayanlar üzerinden tanımladı, dindarlığı tanımlayanlar da bayanlar üzerinden tanımladı.
“İstanbul Sözleşmesi’ne döneceğiz”
Kadınlar ne diyor? ‘İstanbul Sözleşmesi’ne dönelim.’ Döneceğiz arkadaşlar, döneceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ne döneceğiz. Hem de Cumhurbaşkanı yemin merasimi oluyor ya yetkiyi alıyor, yemin merasiminden sonra birinci imzalar atılıyor ya o birinci imzalardan birisi de çabucak birinci gün bu sözleşemeye geri dönme imzası olacak. Sen onlarla bunlarla uğraşana kadar bu iktidar elinden gidecek, gör. Uygun bir yerde bu ülke, millet seni oradan indirecek, zira niyeti sağlam tutmuyorsun.
“Devlet, şiddeti uygulayana yürek vermeyi bırakacak, şiddete uğrayanın yanında olacak”
Devlet, şiddeti uygulayana yürek vermeyi bırakacak, şiddete uğrayanın yanında olacak. Kız çocuklarının okuması için müspet uygulamalar yaptık. Çocukların annelerine para yardımında bulunduk. Zira parayı çocuğun babasına verdiğimizde para buhar oluyor, lakin anneye verdiğimizde o para çocuğun geleceği için harcanıyor.
Çocuk personelliği ve evliliğinin kesinlikle önüne geçmek gerekiyor. Bu, aması olmadan bir siyasi irade sorunudur. Tereddütle bu iş olmaz. Evvel unsurlar bazında karar vereceksin ve sonrasında gereğini yapacaksın. Siz 657 milyar doları inşaata verin, sonra çocuklar bu ülkede nitelikli eğitim alamasın. Bu türlü bir şey olabilir mi? Önceliği zenginlere verirsen bu ülkede sağlıklı bir gelir dağılımı olmaz.
“Kadınların iş hayatından kopmaması için kreş konusu önemli”
İşletmelerin kreş açmalarını teşvik edeceğiz. Bu durum, anneler için çok kıymetli. Bu uygulamayı yapmayan şirketlere yaptırım uygulayacağız. Bayanların iş hayatından kopmaması için kreş konusu çok kıymetli. Bayanların iş kurmasına da kıymet vereceğiz. Teşebbüsçü ve zanaatkar bayanlara yardımlarda bulunacağız. Satış yaparak para kazanmaları için her türlü imkanı sağlayacağız. Bayanın iş yerinde maruz kaldığı mobbingi önlemeye yönelik önemli düzenlemeler yapacağız.
Kadınlar, toplumsal devlet dışında hiç kimseye, hiçbir kümeye mecbur kalmayacak. Yalnızca maddi külfetler sebebiyle bayanların farklı kümelerde aidiyet bağlantılar geliştirmek zorunda kaldığını görüyoruz. Bunun misyonu devlete aittir. Bayanlar, fakat kendi isteğiyle, özgür iradesiyle farklı kümelerle çalışmalar yürütebilmeli, maddi münasebetlerden kaynaklı değil.
“Beştepe bayanların umudunu aldı, bayanlar da Beştepe’dekinin tahtını alacak”
Evdeki bayanları hiçe sayan, sokakları tekinsiz kılan iktidarı daima bir arada göndereceğiz. Beştepe bayanların umudunu aldı, bayanlar da Beştepe’dekinin tahtını alacak. Türkiye, memnun bayanların ülkesi olacak. Ülkemizin yarınları için, eşitlik için, yarınlar için hepinizi DEVA Partisi’ne çağırıyorum. Gelin, bayana şiddeti bu topraklardan silebilmek için daima bir arada çalışalım. Bizde siyaset bayanlar için yapılır. Siyasette artçı değil öncü olmak için hepinizi partimize davet ediyorum.” (ANKA)